Mevsim Dönümlerinde Hastalık Riskleri
İnsanoğlunun binlerce yıldır neslinin tükenmemesinin belki de en önemli nedeni zekasından önce vücudunun adaptasyon yeteneğidir. Henüz ısınmayı, serinlemeyi icat ettiği modern cihazlarla sağlayamadığı günlerde bile vücudunun sahip olduğu adaptasyon yeteneği ile hayatta kalabilmiştir. Bulunduğumuz coğrafyaya göre mevsim dönümleri yavaş veya hızlı geçişli olabilir. Bizler her ne kadar bu geçişlere adapte olabilsek de geçişler sırasında hastalıklara eğilimimiz artabilir. Çoğu hayatımızı tehdit etmeyen hastalıklar olsa da hayat kalitemizi düşürür ve bizi bir süre için işimizden alıkoyabilir. Bir yılın 365 gününü sağlıkla yaşamamıza engel olabilir.
Sonbahar dönemi özellikle soğuk algınlıkları ve grip için oldukça riskli bir dönemdir. Bunun altında yatan nedenin, soğuk havalarda vücudun savunma sisteminin yetersiz kalması olduğu düşünülse de bunu bilimsel olarak ikna edici düzeyde gösterebilmiş değiliz. Muhtemelen bu hastalıkların soğuk havalarda yaygın olmasının nedeni, daha fazla kapalı ortamda bulunmamız ve mikroplarımızı birbirimize aksırık, hapşırık ve temas yolu ile daha kolay bulaştırmamız. Bu nedenle bu dönemde kendimizi korumamız çok önemlidir. Bu riski azaltmak açısından elleri sık yıkamak gereklidir. Bunun yanı sıra solunum yolu enfeksiyonlarından ve gripten sorumlu virüsler vücudumuza ağız, burun ve kulak gibi boşluklardan girdiği için mümkün olduğu kadar ellerimizi yıkamadan yüzümüze ve ağzımıza vb yerlere sürmekten kaçınmak gereklidir. Bu dönemde akut bronşit dediğimiz solunum yollarının daha alt seviyelerdeki enfeksiyonu da daha sık görülür. Bu hastalıkta hem virüsler hem de bakteriler söz konusu olabilir. Kronik bronşiti olanlar, KOAH’ı olanlar, bebekler ve çocuklarda bu tip enfeksiyonların görülme ihtimali daha yüksektir. Sıklıkla grip benzeri belirtiler eşlik eder, bazı durumlarda ateş de ortaya çıkar. Ateşin olması hastaneye gidilmesi gerektiğinin bir işaretidir.
Mevsim dönümlerinde sıklaşmaya başlayan bir diğer grup hastalık da alerjilerdir. İster alerjik astım ister alerjik deri hastalıklarında olsun, alerjiye neden olan maddelerden uzak durmak önemlidir. Ayrıca cildimizin mevsim değişiminden ve özellikle soğuktan etkilendiği bu dönemde cilt bakımına özen göstermek önemlidir. Banyo sonrası cildi nemli tutmak ve özellikle dirsek, diz gibi bölgelerin bakımını yapmak sizin bu mevsim dönümünü daha rahat geçirmenizi sağlayabilir.
Yazın enerjisi sonbahara doğru değişirken dünyada adeta her şey solmaya ve enerjisini kaybetmeye başlar. Özellikle gün ışığı süresinin azalması ile beraber kişisel enerjide düşme ve depresyon eğilimi gelişebilir. Bir de hayattaki stres yüksek ise depresyon eğilimi artabilir. Bunun altında yatan neden “Melatonin dediğimiz hormonun karanlıkta daha fazla salınması mıdır?” sorusunun cevabını ancak bilimsel çalışmalar verecek fakat kendimize bir hobi bulmak ve beynimizi farklı yollarda çalıştırmak depresyondan korunmak için etkin bir yöntem olabilir.
Mevsim dönümlerinde risk altında olduğumuz hastalıkların pençesinden kurtulmak için beslenmeye özen göstermek gerekir. Gün içinde enerjimizi düşürmemek ve bağışıklık sistemimizi ayakta tutmak için sağlıklı beslenmeye dikkat edilmelidir. Kahvaltıda gün içinde enerjimizi ayakta tutacak yiyecek ve içecekleri tercih etmek önemlidir. Özellikle basit şeker içeren yiyecek ve içeceklerin kan şekerini hızla yükseltip hızla düşüreceğini bildiğimizden kahvaltıda kompleks karbohidrat içeren, protein oranı yüksek yiyecekleri tüketmek önem taşır. Suyu bol tüketmek de çok önemlidir. Gün içinde vücudumuzdaki su miktarını koruyarak kendimizi hastalıklara karşı daha dirençli hale getirebiliriz. Bağışıklık sistemini güçlü hale getiren vitaminleri yeteri kadar aldığınızdan emin olun. Grip aşısı olmamız gerekli ise bu girişimi atlamamak gerektiğini bir yere not edin.